Bir Hayli zafere imza atan Garry Kasparov adını yalnızca oyunuyla, taktikleriyle değil; Satranca olan katkılarıyla da tüm dünyaya duyurmayı muvaffak oldu.
Garry Kasparov, satrançta öğrenilen azami ratinge erişen ve en uzun zaman 1 numarada kalan oyuncudur. Aynı zamanda Ocak 1990’da 2800 barajını geçen Garry Kasparov; Dört kez Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği, dört defa da Rusya ismine olmak üzere sekiz Olimpiyat’a katılıp hepsinde altın madalya kazandı. Satranç Oskarı’nı 14 kez kazanan tek oyuncudur. 1981-1990 arasında oynadığı tam turnuvalarda birinci veya eş puanlı birinci olarak bir rekora daha ismini yazdırmayı muvaffak oldu. Peki tüm bunların altında nasıl bir hikaye uyuyor? Garry Kasparov reelinde kimdir? Bu suallerimize beraber yanıt bulalım…
İlk ismiyle Garik Kimovich Weinstein, 1963’te o zaman için Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğine bağlı olan Bakü şehrinde dünyaya gözlerini açtı. Çocukluk yaşlarından itibaren yaşama değişik bir pencereden bakıyordu. Garry henüz 7 yaşındayken babasını kaybedince annesinin soyadının Rusça versiyonu olan Kasparov‘u kullanmaya başladı. Garry Kasparov, yarı Ermeni, yarı Yahudi olmasına karşın doğduğu topraklardan ve anadilinin Rusça olmasından dolayı kendisini Rus olarak kabul ediyordu. Bunu bir de bizim ülkemizde söyleseydi “Babanlar nereli, 7 kuşak sülalen nereli?” diye sorarlardı natürel.
Bizim henüz caddelerde oynadığımız yaşlarda ise Garry satrançla tanıştı. Daha 8 yaşındayken Mihail Botvinnik’in satranç mektebine girdi ve orada ünlü alıştırman Vladimir Makagonov ile çalışma fırsatı buldu. Bu belki de onun yaşamını değiştiren adımlardan ilkiydi ama son olmayacaktı. Kazanmaya 13 yaşında Tiflis’teki Sovyet Minikler Şampiyonası‘nda 9 puan üzerinden 7 alarak başladı. Sonraki yıl ise yeniden aynı turnuvada 9 puan üzerinden 8,5 alarak zaferini devam ettirdi.
Onu en çok etkileyen turnuvalardan biri 1978’de hakikatleşen Sokolski Memorial‘dı. Seneler sonra bir yazısında “Yaşadığım sürece Sokolski Memorial’i anımsayacağım” diyecekti. Soğuk ve sert görünen mizacının altında reelinde yaşadığı her hatıranın kıymetini öğreniyordu. Sokolski Memorial’ın onun için bu kadar ehemmiyetli olmasının nedeni ise turnuvaya davetsiz bir konuk olarak girip birinci olarak çıkması olabilir. Turnuvada birinci olması onu satrancı işi olarak devam ettirebileceğine de inandırdı.
Natürel ki zaferleri bu turnuvayla hudutlu kalmayacaktı. Kasparov, Luka’da Rus Satranç Federasyonu’nun ihmalkârsızlığı sayesinde yeterli olmamasına karşın Büyükustalar Turnuvası‘na katılmayı muvaffak oldu. Böylece federasyonun bir anlık ihmalkârsızlığı Kasparov’un en büyük bahtlarından biri oldu. FIDE sıralamasında süratle yükseldi ve bu turnuvadan 2595 puan elde etti. Artık zaferli kabul ediliyor ve üst düzey oyuncularla aynı sıralamada yer alıyordu ancak onun gözü her zaman azamideydi.
Garry Kasparov’un bu kadar tanınmasını sağlayan birkaç maçından bahsetmek gerekli. 1980’de Dortmund’daki Dünya Gençler Şampiyonası‘nı kazandı. Fakat en iyi olmak için en iyiyi yenmesi gerektiğinin farkındaydı. O zamanın dünya şampiyonu olan Anatoli Karpov ile reyin oynamayı kafasına koydu. 1984’teki Dünya Şampiyonası’nda bu talihi elde etti.
Galibiyet rakamı 6’ya erişenin kazanacağı bu maç kuşkusuz ki satranç tarihinin en kavgalı maçlarından biri olacaktı. Karpov skoru 4-0 yaptıktan sonra vakalar kızıştı, Kasparov rakibinin puan kazanmaması için elinden geleni yaptı. Pes etmeyi öğrenmeyen Kasparov skor kaybetmemeye yemin etmiş gibiydi. Bütün 17 maç süresince beraberliğin ardından Kasparov bir skor daha kaybetti. Hala tüm benliğiyle satranç tahtasının üzerindeydi ve belki de yaşamının maçını geçiriyordu. 32’inci oyuna kadar beraberlikleri devam etti ve sonunda Kasparov bir skor almayı muvaffak oldu.
Karpov, bu uzun gayrette Kasparov’dan 11 yaş büyük olmasının da tesiriyle oldukça yorgun düştü. Ali Rıza Bey’e dönen Karpov, maç sırasında birkaç kez sağlık kurumuna kaldırıldı, bütün 10 kilo verdi ve hekimlerin tüm ihtarlarına karşın maçı bitirmek istediğini söyledi. Ali Rıza Bey tadımızı kaçırmaya gayeliydi… Kasparov ise rakibinin eforsuz düşmesinden yararlandı ve skoru 5-3 yaptı. İki oyuncu da oldukça inatçıydı ve pes etmeye maksatları yoktu. Fakat FIDE Başkanı Florencio Campomanes oyuncuların hallerine üzülmüş olacak ki, maçın çok fazla uzaması ve oyuncuların sıhhatine hasar vermesi bahanesiyle maçı iptal etme kararı aldı. Böylece tarihte ilk kere bir dünya şampiyonluğu maçı netice elde edilmeden tamamlanmış oldu. Daha sonra maçın yinelenememesinden dolayı Karpov fiili Şampiyon oldu.
İkinci kez 1985’te Dünya Şampiyonası‘nda karşı karşıya gelen Karpov ve Kasparov, bu kere 24 maçlık bir seriye çıktı. Herkesin gözü Kasparov ve Karpov ikilisinin önünde duran taşlardaydı. Skorunu 12,5 yapanın şampiyon olacağı turnuvada skorların 12-12 kalması gidişatında son şampiyon olan Karpov unvanını devam ettirecekti. Evvelki maç olduğu gibi bu maç da oldukça çekişmeli geçti. İlk skoru alan Kasparov oldu. Yeniden beraberliklerle dolu bir maçın ardından skor Kasparov lehine 12-11 olmuştu. Karpov’un tek yapması gereken bir skor almak ve unvanını gözetmekti.
Belki de artık maçın bitmesini ve unvanını gözettiğini dinlemeyi isteyen Karpov saldırgan bir saldırı yaptı. Kasparov sakinliğini korudu ve galibiyete giden yolda iki piyonunu feda etti. Reyin karışık bir hale gelmişti ve Karpov kusurlu bir saldırıyla ehemmiyetli bir taşını kaybetti. Birkaç saldırı sonra ise oyunu terk edip unvanını Kasparov’a vazgeçti. Kimse fenalaşmadan ve iki oyuncu da sıhhatliyken bu biçimde maç bitirilmiş oldu. Böylece Garry Kasparov tarihteki en genç dünya şampiyonu oldu ve 1993 senesine kadar FIDE’deki bu unvanına gözetti.
Artık kendine yeni bir emel arayan Kasparov dünya şampiyonu olduktan sonra profesyonel satrancı yaygınlaştırmak istedi. Bunun için Büyükustalar Birliği’ni GMA kurdu ve FIDE’ye karşı çaba etmeye başladı. Satrancın profesyonelleşmesi ve büyükustaların haklarını korunabilmesi için kurulan bu organizasyon 1993’te yerini Profesyonel Satranç Birliği’ne vazgeçti. Maçlarına bu organizasyonda devam eden Kasparov, rakibi Nigel Short ile yaptığı maçı kolay bir biçimde kazandı. Londra’da oynanan maç, büyük ses getirdi. İngiltere’de satrancın yaygınlaşmasına katkıda bulundu ve televizyondan canlı yayınlandı. Bu maç ile beraber artık Kasparov PCA Dünya Şampiyonu oldu. Karpov ise o yarıyıl FIDE Dünya Şampiyonu’ydu.
Kasparov bu unvanını 1995’te de gözetmeye devam etti ancak PCA’nın sponsoru dayanağını sürükledikten sonra bu müessesenin sonu gelmiş oldu. Kasparov bu sefer de Dünya Satranç Birliği WCA adı altında yeni bir dünya şampiyonası tertip etti. Kasparov’un rakibinin tanımlanacağı Shirov ve Kramnik maçında Shirov kazandı. Kasparov’un bir cinsli suratı gülmedi ve bu galibiyetin ardından WCA da ufaladı. Sonrasında ise Braingames organizatörlüğünde Shirov yerine Kramnik ile bir maç ayarlamayı muvaffak oldu. Kasparov’a sanki satranç tahtasını dar eden Kramnik parti kaybetmeden dünya şampiyonu oldu. 2000 senesine geldiğimizde Kasparov ilk kere dünya şampiyonu değildi.
Kasparov’un satranç zaferleri herkesin olduğu gibi bilgisayar üreticilerinin de dikkatini çekti. Kasparov Dünyaya Karşı oyunu yaratıldı. Kasparov’un yenildiğini görmek isteyen bazı bilgisayar üreticileri ise bir bilgisayar geliştirdiler. 1996’da Deep Blue adını verdikleri bilgisayar ile 6 setlik bir maç yapan Kasparov Deep Blue’yu 4-2 yenmeyi muvaffak oldu. Sonraki seneler Deep Blue geliştirildi ve artık 3 dakika içinde 60 milyar hücumu öngörebiliyordu. Bu rakamları dinledikten sonra çoğumuz ‘Garry Kasparov’ olsak dahi geri adım atabilirdik. Ancak Kasparov tekerrür bir çabayı kabul etti ama netice istediği gibi olmadı. Deep Blue Kasparov’u 2.5 a karşı 3.5 puanla yenmeyi muvaffak oldu.
Kasparov bilgisayarın basmakalıpta yapamayacağı bir hücumu insan müdahalesiyle yaptığını söyledi ve tekerrür maç yapmak istedi. Bu isteği ise yalanlandı. Deep Blue projesi emeline erişip bir dünya şampiyonunu yendi ve sonrasında da sona erdirildi. Bilgisayarlarla çaba etmeyi sürdüren Kasparov, 2003’te FIDE tarafından organize edilen maçta Deeper Junior adlı bilgisayara karşı oynadı. Deeper Junior, saniyede 3 milyon pozisyonu hesaplayabiliyordu. ESPN2 tarafından canlı yayında gösterilen maçı takribî 200-300 milyon bireyin izlediği varsayım ediliyordu. Kasparov bu maçtan ise beraberlikle böldü.
Ünlü Linares Turnuvası‘nı dokuzuncu kez kazanarak eşi görülmemiş bir rekora imzalaydı. Bu galibiyetinden sonra ise bir basın buluşması tertip ederek 10 Mart 2005 tarihinde, profesyonel satrancı vazgeçtiğini açıkladı. Artık elde edebileceği tüm zaferleri elde etmişti. Üzerinde çıkabileceği tüm doruklara çıkmanın rahatlığı vardı. Politikaya atılacağını ve dünya şampiyonluğu tarihçesini anlattığı “My Great Predecessors” kitabına ve satrançla yaşamın ilişkisini anlatmaya yoğunlaşacağını açıkladı. Satrançta, 2004’te Rusya Şampiyonluğu’nu kazandıktan sonra bir emelinin kalmadığını söyledi.
Satrancı vazgeçtikten sonra yaptığı son maç Lozan’da bir yıldırım turnuvasında oldu. Burada belki de kariyerinin ilk ehemmiyetli oyununu oynadığı Karpov’la birinciliği paylaştı.
Bir yazlık alıp suskun sakin bir yerde denizi izlemek varken Kasparov bu sefer de politikaya bulaştı. “Satrancı vazgeçip politikaya atılması ne ilgisi var?” diyebilirsiniz. Reelinde Kasparov satrançla ilgilendiği sıralarda politikayla da oldukça alakalıydı. Sovyetler Birliği Komünist Partisi‘nden 1990 senesinde istifa edip Rusya Demoktratik Partisi‘ne katıldı. 1991’de Rusya’nın demokrasinin tanıtımına verdiği destekderi dolayı “Ateş Gözeticisi” mükâfatını aldı.
Natürel yeniden satranç peşini vazgeçmiyordu ama bu sefer değişik bir şekilde; 2005’te satranç tahtasıyla hücuma uğradı. Devlet başkanı Vladimir Putin‘in en etkin muhaliflerinden de birisi olmuştu. Bir Hayli miting organize etti. 2007’de bu mitinglerinden birisinde tutuklandı ve kısa bir zaman sonra özgür vazgeçildi. 2012’de Rus punk grubu Pussy Riot azalarının 2 sene mapus cezası almasına karşı bir şova katıldı ve bu şovda göz altına alınmak istendi. Kasparov gözaltına alınmamak için dayanıp bir polisin kolunu ısırdı ve 5 sene mapus mapus cezası istendi. İlerleyen süreçte ise bu yargılamayı yalanladı ve grubu desteklemeye devam etti. Hakkında açılan dava ise düştü.
Kasparov satrancın yaygınlaşması için bir hayli ülkede vakıflar kurdu. Ülkemizde de 2004 senesinde TSF Başkanı Ali Nihat Yazıcı ile toplandı. Satrancın mekteplerde ders olarak gösterilmesi projesine destek verdi. 2006 senesinde kitabı Türkçe’ye “Benim Ustalarım” adıyla çevrildi. Kitabının yayınlanmasının ardından Kasparov tanıtımını yapmak için TÜYAP Kitap Fuarı’nda bir konuşma asıllaştırdı ve Türkiye’de satrancın gelişiminden methiyeyle bahsetti. Biz de şeref duyduk natürel…
GÜNDEM
18 gün önceGÜNDEM
18 gün önceGÜNDEM
18 gün önceEKONOMİ
21 gün önceGÜNDEM
21 gün önceEKONOMİ
21 gün önceGÜNDEM
21 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.