0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçmiş yarıyıllardan kalma, organik özelliğini kaybetmemiş ata tohumları Rize Belediyesi’nin oluşturduğu sera alanında yine hayat buluyor. Yalnızca bayanların çalıştığı seralarda, köylerden bir araya gelerek getirilen tohumlar çelikleme usulü ile arttırılarak yine vatandaşların hizmetine sunuluyor. Böylece bölgeye uygun ve bölgeye has nebat cinsleri yok olmaktan korunuyor. Domates, biber, patlıcanın yanı gizeme onlarca ziynet nebatı da bu sera alanlarında hayat buluyor.

“Hiçbir şey atıl gidişatta değil”
Tarım ve Orman Şehir Müdürlüğü’nden ve vatandaştan bir araya gelen tohumlarla ata tohumlarının arttırılmasını amaçladıklarını dile getiren Sera Şefi Hatice Kazancı “Bu alanımızda ziynet nebatları çelikleme çalışmaları yapıyoruz. Aynı zamanda Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden aldığımız ata tohumların imalini yapıyoruz. Biber, domates, salatalık gibi çeşit çeşit ürünler üretiyoruz. Dışarıdan sökülüp getirilen nebatlarımız burada bir araya gelip bakım yapılıyor. Buranın her fırsatı kullanılıyor. Başka Bir Deyişle burada hiçbir şey atıl gidişatta değil. Her şey değerlendiriliyor. Çelikleme yapımı yapıyoruz. Bir Hayli çeşit nebatın imalini alanımızda bulunan seralarda yapıyoruz” dedi.

“Daha çağdaş tarım için çalışıyorlar”
İlkel usullerin yanı gizeme daha çağdaş bir tarım üzerinde çalışmalar yürüttüklerinin altını çizen Kazancı “Daha çağdaş bir tarım kumpasına geçmeye çalışıyoruz. Bildiğiniz üzere yöremiz bir tarım bölgesi fakat çoğu şahıs doğru tarımı öğrenmiyor. Yöremizde de üreticiler çok fazla. Pazar, Hemşin taraflarında bizim üreticilerimiz de var. Onları destekleme çalışmalarımız da devam ediyor. Bu mevzuda başkanımızın da dayanağı büyük” diye konuştu.

“200’e yakın Rize’de yetişen ziynet nebatı var”
Sebze ve meyvelerin yanı gizeme 200’e yakın ziynet nebatının da çelikleme operasyonlarını yürüttüklerini dile getiren Kazancı “200’e yakın ziynet nebatı çeşidimiz var. Ayriyeten domates, salatalıkta seralarımızda ekerek üretiyoruz. Şubat ve Mart aylarında fide satışlarımız da oluyor. Dışarıdan almak yerine insanlar buradan bir hayli çeşit ürün alabilir. Aynı zamanda fide ve tohum da alabilir” ifadelerini kullandı.

“Hem biliyor hem kazanıyorlar”
İŞKUR’un İş Başı Eğitim Programları sayesinde bayanların hem istihdam edildiği hem de tarımı bildiğini hatırlatan Kazancı “Bayanların istihdam mevzusu benimde en çok önem verdiğim mevzu. Başkanımızda bu mevzuda bize çok dayanakçı oluyor. Bahçe işlerini seven bayanlar burada çalışıyor ve kazanç elde ediyor. Buraya gelen bayanlarımıza da aynı zamanda eğitim veriyoruz. Burada çalışan bireylerin çok iyi bilgilerle buradan ufaladığı bilgileri de bizlere geliyor. Biz burada çok şey bildik gibisinden söylemler alıyoruz. Allahın İzniyle tarım şehrimizde tarımı daha iyi yerlere getireceğiz. Yalnızca çaya bağımlı kalmak reelinde pek sıhhatli değil. İklim koşulları aralıksız değişiyor. İklimin bize nasıl ihtimaller sunacağını öğrenemiyoruz” biçiminde konuştu.

“Ellerinde tohum varsa buraya getirebilirler”
Vatandaşların ellerinde olan daha önceki tohumlarını getirmeleri halinde yine vatandaşlara dağıtılmak üzere arttırabileceklerini laflarına ilave eden Kazancı “Şehir dışından gelen nebatlarımız oluyor. Her yöreden gelen nebatlar toprağa geçim sağlayamıyor. Burayla Trabzon’un arasında dahi çok büyük farklar görülüyor. Trabzon’da yetişen domates, biber dahi bazen burada yetişemeyebiliyor. Bunun üzerine şunu söyleyeyim vatandaşlarımızın tohumları varsa buraya getirebilirler. Vatandaşların ellerinde bulunan ata tohumları oluyor. Biz burada onları yetiştirip arttırıp onlara tekerrür verebiliyoruz. Şayet varsa buraya getirebilirler” dedi.

“Suni gübre yerine natürel gübreler üretip kullanıyoruz”
Zeliha Akın adlı sera çalışanı ise yaptığı açıklamada “Serada geçici olarak çalışıyorum. Üretmeyi çok beğeniyorum. Hatice hanım ve başkanlarımız sayesinde buraya gelme fırsatımız oldu. Bir Hayli bilgi edindik. Burada çalışmaktan çok mutluyum. Toprakla uğraşmayı tam bayanlarımıza öneri ederim. Hem kendimize hem de etrafımızdaki insanlara çok bereketli. Ayriyeten sıhhatimiz içinde iyi. Ata tohumlarını burada toplayıp geliştiklerini görmek çok hoş. Tam nebatların yapımları değişik oluyor. Bunlarla uğraşmaktan da gerçekten mutlu oluyoruz. Buradaki dostlarımızla olanaklardan yararlanıyoruz ve biliyoruz. Bu hissi toprakla uğraşınca insan kavrayabiliyor. Huzur verici. Buradaki nebatlar öbür nebatlardan azıcık daha değişik oluyor. Suni gübre yerine natürel gübreler üretip kullanıyoruz. Asla ilaç kullanmıyoruz” ifadelerini kullandı.

Osman Kubilay Küçükmustafa – Hasan Fehmi Demir