İnternette bir firma veya bir ürün hakkında çok sayıda yorum yapıyoruz. Bunların bir kısmı negatif oluyor doğal olarak. Kimi firmalar bu yorumlara olgun cevaplar verirken kimi firmalar ise hiddetine dominant olamayarak muhtelif tehditlerde bulunabiliyor.
Fazla duyarlı olan bu firma sahipleri, bazı kullanıcıları savcılığa vermekle bile tehdit edebiliyor. Hakaret kapsamayan yorumlara dahi bu biçimde yanıtlar veren firmalar tepki sürükleyerek büyük bir puan kaybına uğrayabiliyor.
Peki bu ihtilaflarda hukukun rolü nedir, gelin bazı önemli sualleri cevaplayalım:
– Hayır, yalnızca tenkit kapsayan yorumlardan dolayı şikayet edilemez. Bu gidişat doğrudan bireylerin düşünce ve ifade hürlüğünün kısıtlanması neticesine neden olacaktır. İfade serbestliği kapsamında herkes, düşünce ve kanılarını laf, yazı, fotoğraf veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bir yorumun haksız rekabet yaratabilmesi bakımından emin başlı kriterleri karşılaması gerekmektedir. Alakalı kriterler de Türk Ticaret Yasayı 55. ve 62. Maddelerine tertip edilmiştir.
– Bu hususta birden çok kriter yer almakla birlikte bizi ilgilendiren 3 ehemmiyetli kriter bulunmaktadır. Kullanıcı yorumlarına ait maddelere kısaca değinmek gerekirse marka ya da kişi şirketinde firma sahibi hakkında gerçek değil biçimde ve asıl dışı bir yorumun yapılması, marka ya da asıl birey tacir hakkında hakaret içerikli bir yorum varsa, bir kötüle mevzubahisi ise veya haksız biçimde rekabete sokacak biçimde başka marka veya şirketlerin tanınmışlığından faydalanarak ön tasarıya çıkarıyor veya geri tasarıya atıyor ise bunlar haksız rekabet kapsamında değerlendirilebilir.
– Bu noktada yapılacak yorumlara göre olay özelinde gidişatın farklı açıklanabileceğini de belirtmeden geçmeyelim. Başka Bir Deyişle “bu kriterleri taşıyan her yorum haksız rekabet kapsamına girer veya bu kriterlere sahip olmayan bir yorum da haksız rekabet kapsamına girmez” gibi net çizgiler içinde konuşmak doğru olmaz.
– Haksız rekabet kabahati sebebiyle kabahati işlediğine duruşmaca kanı getirilen şahıslar, yukarıyada belirtilen Türk Ticaret Yasayı 55 ve 62. Maddelerde yer alan her bir tertip etme kapsamına giren fiillerinden dolayı 2 seneye kadar mapus veya adli para cezasıyla cezalandırılmaktadır. Koşulları oluşmuşsa ceza alan bireylerin cezaları adli para cezasına çevrilebilir, kararın açıklanmasının geri vazgeçilmesi uygulanabilir ve mapus cezasının ertelenebilir. Haksız rekabet kabahati, şikayete tabi kabahatler arasındadır.
– Şikayet süresi, kabahatin işlendiğinin ve failinin bilindiği tarihten başlamak üzere 6 aydır. Hak sahibi şikayet hakkını 6 ay içerisinde kullanmaz ise bir daha aynı fiil ile alakalı failin şikayet edilmesi olası değildir. Şikayetçi olabilecek şahıslar ise haksız rekabet nedeniyle alıcıları, kredisi, meslekî haysiyeti, ticari faaliyetleri veya değişik ekonomik çıkarları hasar gören veya böyle bir riskle karşılaşabilecek olan asıl veya tüzel bireylerdir. işletme, vakıf, dernek, esnaf odaları vb.
– Ayrıca şikayetçilerin haksız rekabet ile alakalı olarak tazminat davası açma hakları da bulunmaktadır. Son olarak Barış Ceza Egemenliği’ne müracaat etilerek alakalı yorumun bulunduğu URL’ye ulaşım maniyi arzında bulunabilir.
– Gerçeğinde bu sualin yanıtlarını kısmen verdik. Asla aykırı yorumlar kapsayan, hakaret içerikli, şirketin haysiyetine hasar verecek biçimde yapılan yorumlar neticesinde firmalar alakalı yorumları yapanlar hakkında şikayette bulunabilir veya tazminat davası açabilir. Cezalar yukarıyada belirttiğimiz gibi 2 seneye kadar mapus veya adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Yorum yazarken ürün veya firma hakkında nesnel ve kullanıcı tecrübeyi kapsayan, hakaret veya ufak düşürücü olmayan yorumlar olmasına dikkat edilmeli.
– Hayır, alıcılar memnuniyetsizliklerini natürel ki dile getirebilirler ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken nokta yukarıyadaki suallere verdiğimiz yanıtlarda da belirttiğimiz biçimde markayı ufak düşürücü, hakaret kapsayan veya bireylerin şahsiyet haklarına saygılı olmayan bir biçimde memnuniyetsizlikler dile getirilmemelidir. Ayrıca bu noktada dikkat edilmesi gereken değişik bir nokta alakalı yorumu yapan bireyin gerçekten ürünşöhret kullanıcısı olup olmadığı noktasındadır. Ürünü satın almış ve memnun kalmamış bireylerin memnuniyetsizlik kapsayan yorumlarında rastgele bir mesele bulunmamaktadır.
– Evet, özellikle rekabetin sert olduğu bazı sektörlerde bu sıklıkla yaşanıyor. Rekabet civarındaki rakip işletmeler, yarattıkları husumeti internet taşıtıyla yaptıkları yorumlar ile alakalı firma üzerinde haysiyet atağı haline getirmektedir. Hatta kimi vaziyetlerde sırf alakalı şirkete ve haysiyetine hasar vermek ismine birden fazla hesaptan negatif yorum yapabilmektedir.
– Alakalı yorumlar şikayet edildikten sonra sunucuları Türkiye’de olan sitelerden alakalı yorumu giren birey bilgileri, sunucuları Türkiye’de bulunmayan ancak Türkiye Temsilciliği bulunan sitelerde ise Türkiye temsilciliklerinden alakalı şahıslar hakkında resmi makamlar tarafından bilgiler arz ediliyor. Daha sonra yukarıyada belirttiğimiz haksız rekabet kararları çerçevesinde cezai ve tazminat neticeleri doğabiliyor.
– Evet, artık firmalarla veya onların sundukları ürün ve hizmetlerle ilgili olarak isteyen istediği yorumu yazabiliyor, bunda bir mani yok. Ancak daha evvel de belirttiğimiz üzere bunun da bir hududu var. Haysiyet atağı biçiminde asıllaştırılan yorumları günümüz internet çağında yasaklamak veya önüne geçmek kolay değil. Ancak bu hususta teftişler sıklaştırılabilir. Yasal yollara müracaat etmek bir tehdit mekanizması değil bir hak olarak kullanılmalı.
– Şayet gerçekten koşulları sağlıyorsa şirketlerin yasal yollara müracaat etmesinde rastgele bir etik veya yasal bir mesele görmüyorum. Ancak ürünlerine gelen en minik bir negatif tenkit kalitesindeki yorumlarda veya alıcının yaşamış olduğu negatifliklerin dile getirilmesinde dahi “yorumunu kaldır, yoksa şikayet ederiz.” biçiminde yaklaşım gösterip kanunların verdiği hakkı tehdit mekanizması olarak kullanmak etik bir tutum değil.
– Benim fikrime göre ülkemizde genel olarak internet üzerinden işlenen kabahatler hakkında yeni legal tertip etmeler yapılması gerekiyor. Bunlardan birisi de bu mevzu. Bu eylemler haksız rekabet kapsamında değerlendirilerek operasyon asıllaştırılıyor. Ancak spam yorumların önüne geçilemiyor. Ayrıca zaman zaman, yorum yapan bireylerin tespitinde de meseleler yaşanıyor.
– Bir değişik mesele ise spam yorum kapsayan sayfanın sunucularının yurt dışında olması ve Türkiye’de bir temsilciliğinin bulunmaması gibi vaziyetlerde oluyor. Ülkemiz yasaları kapsamında yapabileceğimiz bir şey kalmıyor. Ayrıca yargı tarafında bilişim ve internetle ilgili ihtisaslaşma ne yazık ki oldukça zayıf. Hal böyle olunca suçlama tarafında firmalar her daim bekledikleri neticelere ulaşamayabiliyorlar.
– Olay özelinde değişebilmekle birlikte yukarıyada da belirttiğim üzere firmalar tarafından yasal yollara müracaat etmek bir tehdit mekanizması değil bir hak olarak kullanılmalı. Ben de bu biçimde yapılan yaklaşımların potansiyel alıcı kaybına sebebiyet verebileceği kanısındayım. Ancak sırf şikayetler üzerine kurulmuş platformlar aracılığıyla sistematik haysiyet hamlesine uğrayan firmaların da başka bir yolu kalmıyor ne yazık ki.
Umarız ki Avukat Çağatay Üsküdar’ın cevapları bu mevzudaki merakınızı giderebilmiştir.
GÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
7 saat önceGÜNDEM
11 saat önceGÜNDEM
12 saat önceGÜNDEM
12 saat önceGÜNDEM
17 saat önceEKONOMİ
17 saat önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.