Günümüzde artık oturmuş bir ticaret, şehir ve hukuk sistemimiz var. Pek çok uzmana göre bu sistem ancak son asırda bütün anlamıyla oluşturuldu. Fakat tarihin tozlu sayfalarını azıcık karıştırdığımız zaman bildiğimiz anlamdaki uygarlığın reelinde binlerce sene evvel, Sümerler tarafından oluşturulduğunu görüyoruz. Sümerler, bundan binlerce sene evvel bugün Irak olarak adlandırılan bölgede hakikat bir uygarlık kurdular.
Sümerler tarafından kurulan uygarlık elbette son derece kolay bir yaşam sisteminden oluşuyordu. Ancak ilk meşru dokümanların, şehir yapılanmalarının, ticaret sisteminin ve bilimsel buluşların bugünün dünyasını şekillendirdiğini kabul etmek gerekiyor. Hatta bazı mevzularda bizden dahi ileri olduklarını söyleyebiliriz. Günümüz uygarlığının temellerini atan Sümerler hakkında öğrenmeniz gereken tüm ayrıntıları kavrattık.
Sümerler uygarlığı bir günde kurulmadı. Şehir yapılanması oluşmadan evvel günümüzde Irak ülke hudutları içinde kalan Fırat ve Dicle dereleri arasındaki bölgede Sami ulusları yaşıyordu. Ubeydiler olarak da öğrenilen bu bölge insanları reelinde temel seviyede bir yapılanma oluşturmuş hatta Sümerler uygarlığını da etkilemişlerdir. Ancak Sümerler, Sami olmayan uluslar tarafından heyetti.
Sami ulusları da hesaba kattığımız zaman Sümerler uygarlığının milattan evvel 4500 senesinde oluşmaya başladığını söyleyebiliriz. Hakikat Sümerler uygarlığını oluşturan insanlar ise Anadolu’nun dört bir yanından gelmiş ve milattan evvel 3300 seneyi etrafında, bölgede bugün Sümerler olarak adlandırdığımız uygarlığı oluşturan 12 şehir devletini kurmuşlardır.
Kish, Erech, Tümör, Sippar, Akshak, Larak, Nippur, Adab, Umma, Lagash, Bad-tibira ve Larsa bu 12 şehir devletinin isimleriydi. Her bir şehir devletinin merkezinin etrafı surlarla çevriliydi ve tarım için kullanılan alanlar bu surun dışında kalıyordu. Avrupa’da asırlar sonra feodalite sistemini kuracak kalelerin ilk versiyonlarıydı diyebiliriz.
Elbette günümüzde bildiğimiz anlamdaki demokrasiden bahsetmiyoruz ancak eforun millette olduğu kesin. Zira takribî 80 – 100 bin şahıstan oluşan şehir ulusu, idareyicileri ile doğrudan irtibata geçebiliyor ve imal eforunu ellerinde yakaladıkları için alınan kararlarda laf sahibi oluyorlardı. Bu vaziyet, şehir devletlerinin birbiri ile çatışması neticeyi ortadan kalktı.
Dipdibe biçimde, birbirine oldukça yakın bir alanda kurulmuş olan, idareyicileri ve hatta yaradanları dahi farklı olan bu şehir devletleri zaman içinde bazı çatışmalar yaşamaya başladılar. Savaş sırasında ister istemez güçlü bir lidere lüzum dinlenir ve bu vaziyet kraliyet sistemini doğurur. Kayıtlara göre Büyük Tufan evveli Sümerler uygarlığında takribî 8 kral karar sürmüştür.
Büyük Tufan sonrası milattan evvel 2800 – 2300 seneleri arasında bazı krallar şehir devletlerini birer ikişer birleştirmeye başlamıştı. Bu krallardan en ehemmiyetlisi olarak öğrenilen Sargon, takribî surat sene süresince tüm şehir devletlerini tek idare altında birleştirmiştir. Daha sonra bu vaziyet değişse de o yarıyıl için tüm Ortadoğu bölgesine misal olan bir idare sistemi sunmuştur.
İyi olan her şey biter. Kral Sargon’un hanedanlık yarıyılı bittiği zaman tüm tek lidere bağlı idare sistemlerinde olduğu gibi devlet efor kaybetmeye başlamıştır. Eforsuz bir devlet olduğunu gören çevredeki henüz uygarlaşmamış cemiyetler bu bölgeye saldırmaya başladılar. Sümerler uygarlığı da bu biçimde tarih sahnesinden silindi.
Sümerler uygarlığı devrildikten sonra bu bölge milattan evvel 1900 senesinden başlayarak Amoritler ve Babilliler başta olmak üzere pek çok farklı cemiyet ve değişik Sami ulusları tarafından ele geçirildi. Kültürel olarak Sami ulusları öne geçmeye başladı. Öyle ki kısa bir zaman içinde Sümerler uygarlığının burada bulunduğuna dair neredeyse hiçbir iz kalmamıştı. Ta ki 19. asır başlarına kadar.
Milattan sonra 1900 senesinde başlayan ele geçirilme süreci sonunda Sümerler uygarlığı süratle yok olmaya başladı. Geride en dilleri ne de kültürleri kalmıştı. Öyle ki binlerce sene süresince insanlar, Sümerler hakkında hiçbir şey öğrenmiyorlardı. Sümerler uygarlığının keşfedilmesi 19. asrında başlarında yapılan çalışmalarla hakikatleşti.
Mezopotamya bölgesinde daha önceki Asur harabelerini inceleyen İngiliz ve Fransız arkeologlar, Irak çöllerinin ıssız bölgelerinde Asurluların viranelerine benzemeyen bazı yapıtlar buldular. Araştırmalar derinleştikçe ortaya o güne kadar sırlı bir uygarlık olan Sümerler çıktı. Sümer yazıları deşifre edildi, yapıtlar incelendi ve sonunda Mezopotamya tarihinin noksan parçası da bitirilmiş oldu.
En kolay tanımıyla Sümerler, o güne kadar oradan oraya göçerek yaşayan insan topluluklarının toplanarak şehir devletleri oluşturdukları ilk sistemdir. Bu sistem ile beraber dünya tarihinin ilk idare kaideleri, ilk hukuk kaideleri ve ilk sosyal yapı sistemleri oluşturulmuştur.
Bu kadar insan toplanınca elbette bilim ve sanat çalışmaları da sürat kazanır. Sümerler, bugün dahi hala kullandığımız 60 saniye ve 60 dakikadan oluşan saat sistemini bulmuşlardır. Altmışlık bir sayı sistemleri olsa da çağdaş matematikte kullanılan ondalık sayı sistemi de yeniden bu uygarlık tarafından kullanılmaktaydı.
360 derecelik açıyı ve inç ölçüm sistemini de bulan Sümerler, aynı zamanda astronomi mevzusunda da son derece gelişmiş bir cemiyetti. Tüm bunların yanı gizeme Sümerler tekerlekli arabalar kullanıyor, çivi yazısı ile kil tabletler dolduruyor; metal, dokuma ve ten emekçiliği yapıyor, çömlekçilikle uğraşıyor ve bu tüm bunlar üzerinde dini motifler kullanarak dünyanın ilk sanat yapıtlarını ortaya koyuyorlardı. Daha ne olsun?
Sümer şehir devletlerinin popülasyonu 80 ile 100 bin şahıs arasında değişmekteydi. Kazılarda bulunan bir Kral Listesi’ne göre Sümer krallarından biri bir bayandı. Sümer şehir devletleri sık sık birbirleri arasında savaşırlardı. Sümerler arpa bazlı bir mayalama sistemi ile bira yapmışlar ve yoğun bir biçimde harcamışlardır. Hatta Ninkasi adlı bir bira tanrıçaları vardır. Sümer çivi yazısı sistemi 3 bin seneden uzun zaman kullanılmıştır. Sümerler ticaret mevzusunda da ehemmiyetli adımlar atmış ve neredeyse tüm cemiyetlerle ticaret yapmışlardır. Gılgamış Epopeyi’nda anlatılan ulus Sümerler’dir. İncil’de geçen Babil Kulesi’nin Eridu şehrinde bulunan ziggurat olduğu varsayım ediliyor. Şehir devletlerinde bulunan konutlar tarihte ilk defa kullanılan tuğlalarla yapılmıştır.
Günümüz uygarlığının temellerini binlerce sene evvel atan Sümerler uygarlığı hakkında öğrenmeniz gerekenleri kavrattık ve Sümerler neyi buldu gibi merak edilen sualleri cevapladık. Kimbilir, belki dünyanın ıssız bölgelerini kazdıkça yeni ve çok daha gelişmiş uygarlıklar bulabiliriz.
GÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
13 gün önceGÜNDEM
13 gün önceEKONOMİ
14 gün önceGÜNDEM
14 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.